"Asgari Ücret 30 Bin, Bunun Altında Yokuz!" Sloganıyla Sokaklarda: Ana Muhalefet Gerçekten Halkın Yanında mı?

Ana muhalefet partisi, asgari ücretin 30 bin TL olması gerektiğini vurgulayan “Bunun Altında Biz Yokuz!” sloganı ile sokaklarda. Bu talep, halkın gerçek sorunlarına ne kadar duyarlı olduklarını sorgulatıyor. Çünkü, sadece birkaç ay önce asgari ücretin 20 bin TL’ye çıkarılmasının ardından bile, işçi sınıfı ve dar gelirli kesimlerin yaşam standardı neredeyse hiç iyileşmedi. Peki, 30 bin TL talep etmek gerçekten halkın çıkarlarını savunmak mı, yoksa daha yüksek kesimlere yönelik popülist bir söylemin sonucu mu?

Sözde işçi dostu ve halkçı bir yaklaşım sergileyen ana muhalefet, bir yandan asgari ücreti 30 bin TL’ye çıkarmayı vaat ederken, öte yandan bu hedefin hayata geçmesi için gerekli ekonomik altyapıyı ve sürdürülebilir politikaları gündeme getirmiyor. Bu tür söylemler, yalnızca halkı kısa vadeli beklentilerle kandırmaya yönelik bir strateji gibi görünüyor. Çünkü, enflasyon ve ekonomik darboğaz içinde boğulan bir ülkede, asgari ücretin bu seviyelere çıkarılması sadece kağıt üzerinde kalır.

Gerçek şu ki, asgari ücret artışı, enflasyon oranlarıyla paralel gitmediği sürece, gelir adaletsizliği daha da derinleşecektir. Bu tür vaatlerle halkın desteğini kazanmak kolay olsa da, gerçek çözüm yolları asgari ücretin artırılmasından çok daha fazlasını gerektiriyor. Çalışanların yaşam koşullarını iyileştirecek köklü reformlara ve sürdürülebilir ekonomi politikalarına ihtiyacımız var.

Ana muhalefet, 30 bin TL’lik asgari ücret talebini bir kenara bırakıp, toplumun her kesiminin daha adil bir şekilde faydalandığı bir ekonomi inşa etmek için gerçekçi ve somut adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, bu tür söylemler sadece seçim kazanmaya yönelik bir manevra olmaktan öteye gitmeyecek ve halkın güvenini kaybedecektir.