CHP Kurultayından Demokrasi Manzaraları (!)
07.04.2025 - Pazartesi 14:21
Cumhuriyet Halk Partisi’nde yine alışıldık bir tablo sahnelendi: Kurultay olağanüstüydü ama yaşananlar oldukça tanıdıktı. Parti içi demokrasinin "görünürde" işlediği bu süreçte, aslında ne bir rekabet vardı ne de gerçek bir tercih şansı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tek aday olarak girdiği seçimde bin 276 geçerli oyun bin 171’ini aldı. Geriye kalan 105 geçersiz oy ise, salonun içindeki sessiz itirazın sembolü gibiydi.
Demokrasi denilince akla ilk gelen şeylerden biri seçme ve seçilme hakkıdır. Ancak CHP kurultayında bu hakkın "seçilme" kısmı pek rağbet görmemiş olacak ki, Özgür Özel'in karşısına hiçbir aday çıkmadı. Seçim yapıldı ama tek kişilikti. Adeta bir "onay töreni"ne dönüşen kurultayda, sandıklar sadece protokol gereği kurulmuş gibiydi.
Delegeler salona girdi, oylarını kullandı ama havada tek bir rekabet havası yoktu. Ne bir fikir yarışı, ne de bir vizyon çarpışması yaşandı. Heyecan, belki de sadece kürsüde yapılan birkaç temenniden ibaretti. Kurultay salonunda adeta “seçim olsun ama fazla da karıştırmayalım” havası sahipti.
Sandıktan çıkan sonuç da şaşırtmadı. Özgür Özel, neredeyse oy birliğiyle yeniden seçildi. Ancak 105 geçersiz oy dikkat çekiciydi. Bu rakam, belki de sessiz bir mesajdı: "Biz geldik, görevimizi yaptık ama içimiz pek rahat değil." Belki de bu oylar, iç muhasebenin, sorgulamanın, hatta hafif bir protestonun ifadesiydi.
Bu tablo karşısında akıllara şu soru geliyor: Parti içi demokrasi sadece formalite mi? CHP gibi köklü bir partide, farklı fikirlerin yarıştığı, adayların projelerle ön plana çıktığı bir kurultay beklenmez mi? Oysa kurultayda rekabet, "gelecek sefere görüşürüz" diyerek salondan sessizce ayrılmış gibiydi.
CHP’nin olağanüstü kurultayı, olağan dışı bir siyasi atmosferde yapılmış olabilir. Ancak demokrasi, özellikle böylesi hassas dönemlerde daha da özen isteyen bir süreçtir. Parti içi rekabetin sustuğu yerde, demokratik meşruiyet de zayıflar. Bu kurultay, CHP adına bir güven tazeleme süreci mi oldu yoksa sadece bir usul yerine getirme mi, zaman gösterecek.
Ama şimdilik tablo net:
Parti kendi kendini seçti, delegeler usulen el kaldırdı, demokrasinin içinden de şöyle bir geçildi…
Naz Tuana Doğdu
