Hafıza Unutmaz

27.05.2025 - Salı 18:01

"Usulünce gömülmeyen her şey bir gün hortlar.”
Bu cümle, bir tehdit değil; bir hatırlatmadır. Sessiz, ama derin bir uyarı. Dilerseniz duygusal bir bağlamda düşünün, dilerseniz politik… Sonuç değişmiyor.

İnsan hayatında da, toplumların tarihinde de bazı şeyler gömülmesi gerektiği hâlde gömülmez. Çünkü yüzleşmek zordur. Özür dilemek, vedalaşmak, kabullenmek... Tüm bunlar "zayıflık" gibi algılanır çoğu zaman. Oysa tam tersi: asıl güç, toprağı kazıp hak ettiği mezarı açabilmektir. Ruhlara değil, vicdanlara huzur gerek.

Bir mektup gönderilmeden saklanır; bir baba, oğluna sarılmadan ölür; bir toplum, katliamla yüzleşmeden yeni anayasa yapar. Oysa geçmiş, halının altına süpürülerek değil; gözünün içine bakılarak susturulur. Bakmadığınız her gerçek, bir gün başka bir yüzle karşınıza çıkar. Sizi tanır. Siz onu tanımazsınız ama o hep oradadır.

Geçmiş gömülmediğinde;
Bir ülkenin faili meçhulleri, yıllar sonra sokak isimlerinde yankılanır.
Bir mahallenin bastırılmış acısı, bir çocuğun öfkesine dönüşür.
Bir ailenin konuşmadığı travma, üç nesil sonra bile sofralarda sessizliğe sebep olur.

Sözüm ona kapanmış dosyalar vardır — hem kalplerde hem arşivlerde. Ama hiçbir şey gerçekten kapanmamıştır. Sadece kapatılmıştır. Kapatılan her dosya bir gün açılır. Kimi zaman bir arşivde, kimi zaman bir rüyada, kimi zaman bir çocuğun gözlerinde...

Politikacılar bilir bunu aslında. Ama zaman kazandıran unutmayı, kalıcı çözüme tercih ederler. Çünkü çözüm cesaret ister.
Ve duygusal anlamda da durum farksız:
Gidene ağlamazsan, özlemin birikir.
Affetmezsen, öfken seni yutar.
Anmazsan, anılar seni unutur.

O yüzden diyorum ki, ne yapacaksak usulünce yapalım.
Helalleşiyorsak, gerçekten helalleşelim.
Toprağa veriyorsak, hakkıyla verelim.
Konuşuyorsak, lafı dolandırmadan konuşalım.

Çünkü biz gömmezsek, onlar hortlar.
Biz vedalaşmazsak, onlar dönüp tekrar çalar kapımızı.
Ve bu sefer anlatmak değil, hesap sormak için gelirler.

YORUM YAZ