Haklı Olmak Yetmez

27.05.2025 - Salı 17:32

Geçenlerde biriyle konuşuyordum. Siyasetten girdik, toplumdan çıktık. Konuşmalar ilerledikçe fark ettim; karşımdaki insan bana fikirlerini anlatmıyor, bana bir “doğruyu ezberletmeye” çalışıyor. Tartışmıyoruz, hüküm dinliyorum.

Ne soruya yer var, ne şüpheye.
İtiraz edersen düşmansın.
Sadece karşısında olduğun için “ihanetle” damgalanıyorsun.

Bu tipler çok tanıdık. Onlara “kesin inançlı” deniyor.
Kendi inancını –ister dini, ister siyasi, ister ideolojik olsun– “tek gerçek” olarak görüyor. Merak etmiyor, sorgulamıyor. Çünkü onun dünyasında gri yok; ya siyah ya beyaz. Ve hep bir “düşman” lazım… Hem de akıllı, sinsi, her yere sızan, her şeye muktedir bir düşman. Dış güçler olur, içeridekiler olur, fark etmez. Yeter ki anlatacak bir korkusu, savaşı, hedef göstereceği biri olsun.

İlginç olan şu ki: Bu insanların sayısı az değil.
Sağda da var, solda da. Dindarda da var, sekülerde de.
Ne zaman bir fikir sığınak haline gelirse, sorgulama biter.

Oysa büyümek, gelişmek, fikir değiştirebilmeyi, değişime açık olmayı gerektirir.
Fikrinle barışık ol, ama başkasının fikrine düşmanlıkla değil, merakla yaklaş.
Çünkü hayatta bazen “haklı olmak” değil, “anlamaya çalışmak” daha değerlidir.

Naz Tuana Doğdu

YORUM YAZ