İzmit Körfezi’nde Temizlik Seferberliği: 170 Hektar Dip Çamuru Temizlendi
Sinir Uçlarımıza Kim Dokunuyor?
23.07.2025 - Çarşamba 09:58Hayat, son yıllarda adeta bir sabır testi.
Ama bu sınav bireysel değil; hepten bir milletin sınavı.
Zira toplumun sinir uçlarına dokunuluyor — hem de her alanda, sistemli ve kararlı bir şekilde…
Kimi zaman bir öğretmenin şiddetle sınanıyoruz, kimi zaman bir hakimin verdiği kararla.
Bir gün bir siyasetçinin gafı öfkelendiriyor bizi, ertesi gün bir haber kanalının algı oyunları.
Ama fark etmeden bir şey oluyor;
Sinir sistemimiz parçalanıyor. Otorite ise adım adım yok ediliyor.
Eğitim; Öğrenci öğretmene, veli okula güvenmiyor.
Ne saygı kaldı, ne sabır.
Proje adı altında yapılan deneyler, "yeni müfredat" başlığı altında sunulan boşluklar...
Eğitimde otorite zemini çöküyor, öğrenciler otoriteyle değil, ekranla büyüyor.
Adalet: Hukuk, artık sadece mahkeme salonlarında değil, sosyal medya anketlerinde de tartışılıyor.
Hakim kararı değil, hashtag belirliyor algıyı.
“Bağımsız yargı” artık bir temenni cümlesi gibi.
Medya: Gazeteci kim?
Algı kimin elinde?
Bir haberin doğru olduğuna değil, “kim servis ettiğine” göre karar veriyoruz artık.
Haber alma değil, taraf seçme çağındayız.
Devlet ve siyaset:
Devleti temsil eden makamlar her geçen gün daha fazla hedefte.
Ya dalga geçiliyor ya da yok sayılıyor.
Valiye güven azalıyor, belediyeye öfke artıyor.
Kimse kimseye inanmıyor.
Yalanla gerçeğin arası silikleşti.
Tüm bu tablo bir sonuç değil, bir süreçtir.
Ve bu süreç tesadüfi değildir.
Çünkü toplumların çökertilmesi, en güçlü ordularla değil, en zayıf yerlerinden – yani sinir uçlarından – olur.
Birbirimize güvenimiz kırıldığında, adalete inancımız sarsıldığında, eğitimi ciddiye almaz hale geldiğimizde…
Artık bir otorite değil, bir kargaşa toplumu oluruz.
Otorite, yalnızca sopa gösteren değil; güven veren, sınır çizen, yön gösteren yapıdır.
Ve bu yapı yıkıldığında geriye sadece bağıranlar ve susanlar kalır.
Şimdi Sormamız Gereken;
Bu kaosu kim besliyor?
Bizi birbirimize şüpheyle baktıran, çocukla öğretmeni, vatandaşla hâkimi, halkla yöneticiyi karşı karşıya getiren bu düzen kimin işine yarıyor?
Ve en önemlisi:
Sinir uçlarımıza kim dokunuyor… ve neden?
Naz Tuana Doğdu
