Yangın Var, Kriz Var, Meclis Tatilde!

Madem milletin meclisisiniz, milletin yandığı yerde siz nasıl tatil yaparsınız?
Yazan: [Mahlas veya adınız buraya gelebilir]

Türkiye, tam anlamıyla bir krizler ülkesi haline geldi. Orman yangınları ciğerimizi yakıyor. Ekonomik darboğaz, vatandaşı günden güne eziyor. Gençler yurt dışına kaçma planı yapıyor, emekliler hayatta kalma mücadelesi veriyor, kadınlar güvende değil, çocuklar gülemiyor. Ve tam bu atmosferde...
TBMM tatile giriyor!

Buyurun buradan yakın!

Bu nasıl bir kopuş, bu nasıl bir vurdumduymazlıktır?
Memleketin dört bir yanında yangın var – gerçek anlamda da mecaz anlamda da. Ama milletin iradesini temsil eden Meclis’in ışıkları sönmüş, vekiller bavullarını toplamış.
Ülkenin ciğeri yanarken, temsilcilerimizin keyfi yerinde!

Bir düşünün...
Bir evde kriz varsa, çocuklar açsa, ev harap haldeyse...
O evin anne babası “biz biraz kafa dinlemeye gidiyoruz” diyebilir mi?
İşte bu Meclis'in tatili tam olarak buna benziyor.
Evin sorumluları ortada yok.

Devlet yönetimi sorumluluk gerektirir. Tatil, sorumluluğunu yerine getiren içindir.
Ama bizde işler tersten yürüyor.
Sorunlar büyüdükçe koltuklar daha da rahatlıyor, yangın çoğaldıkça kürsü daha çok sessizleşiyor.

Sonra da utanmadan "milletin vekiliyiz" diyebiliyorlar.

Hayır!
Milletin vekili, millet yandığında mecliste olur.
Milletin vekili, geçim derdi içindeki insanlara “biz tatile çıktık” diyemez.
Milletin vekili, sahada olur, kürsüde olur, halkın yanında olur.

Ama şimdi herkes başka bir sahilde…
Ülke yangın yeri, ama onlar plajda güneşleniyor sanki.

Bu suskunluk, bu tatil sevdası, bu duyarsızlık halkın vicdanında çoktan yargılandı.
Böyle bir tablo karşısında sessiz kalan herkes suç ortağıdır.

Bir kez daha hatırlatalım:
Meclis halkın evidir. O ev, halk yanarken kapalı olamaz.
Yangın varsa meclis ayakta olmalı, kriz varsa kürsü çalışmalı.

Yoksa bu millet, bir daha sizi o koltuklara oturtmaz!

Naz Tuana Doğdu